Baharatın öyküsüne başlamak için önce baharat ile neyin kastedildiğini tam olarak tanımlamak gerekir. Baharat; çeşitli bitkilerin tohum, çekirdek, meyve, çiçek, kabuk, kök, yaprak gibi kısımlarının bütün halde ve/veya parçalanması, kurutulması, öğütülmesi ile elde edilen; gıdalara renk, tat, koku ve lezzet verici olarak katılan doğal bileşikler veya bunların karışımıdır. Baharatlar, gıdalara az miktarda katılmalarına rağmen, aroma ve lezzet değişiminde önemli rol oynamaktadır. İçerdikleri eterik yağlar ve alkoloidlerden dolayı bakterisit etkiye de sahiptirler.
Hindistan’a Hintliler, Hindistan demiyor. Kendi dillerinde ülkelerinin resmi adı Bharat. Hindu kutsal metinlerine dayanan Sankskritçe bir isimdir. Bir zamanların en kıymetli ticaret mallarından olan baharat da çoğunlukla bu ülkeden geldiği için, bu lezzet kaynakları ‘baharat’ adıyla tanımlanmış olabilir. Bahar Arapça’ da koku anlamına gelir. Baharat ise çoğuludur yani kokular demektir. Türkçe’ de yeniden çoğul yapılarak “baharatlar” olarak yerleşmiştir. Aroma sözcüğü ise Yunanlıların baharat için kullandığı eski bir sözcüktür